Sönen lambalar güzeldir,
sessiz geceler ve saat on ikiyi geçtiğinde benimki gibi ağlamaya meyilli bünyeler de.
’ Neyin var ’ derken endişeli bakan insanlar samimidir,ama ben 7 yıldır hala bu soruya nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum.
Ya bir cevabım yok, ya çok fazla kelimem var.
Bu ikisinin arasını hiç bulamadım.
Senden sonra,sana anlatamayıp da hiç de sevmediğim bir şeyler var penceremin önünde.
Ne zaman 7 yıl önceki 25 Eylül gününü unutmaya meyillensem, aynı günde, aynı soğuk yağmurda, aynı mezarlıkta asılı kalıyor tarih.
Sensiz geçen 7 yıl,
sensiz gelen 7 yaz,
7 kış,
7 yıldır sensiz kutlanan bütün bayramlar,
boğazımın düğümlendiği babalar günleri,
7 yıldır sensiz açan erguvanlar,
ve 7 yıldır içimde biriken,sana anlatamadığım her şey.
Yeni bir tarih yazmaya çalışıyorum kendime içinde 25 Eylül 2008 olmayan.
Ama ''Baba omuzu'' diye de bir şey var ,
yaşın kaç olursa olsun en ufak sıkıntında başını dayayıp güç aldığın ,her şeyi unuttuğun,
Her şey olacağına varsa da ‘’Babam olsaydı bunlar olmazdı'' dediğin günler var ...
Baba sahiplenmesi , koruması diye bir şey var
Ağlayarak uyandığım rüyaların öznesi hep sensin.
Senden sonra bir rengi eksik gök kuşağı oldu dünya.
Biyolojik saatime işlenen son tarihte,25 Eylül 2008 Saat 17:13’te dondu benim dünyam...
Yaslandığım omuz gitti,en iyi dostum gitti,annemin hayat arkadaşı gitti,gözümüzün feri gitti.
'Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim öldü,kör oldum….''
2015'in tarihten silinesi bu 25 Eylül'ünde,eksik kaldığım bir bayram gününde daha;her dinlediğimde seni andığım bu şarkıyla anıyorum seni bir kez daha,
gittiğin yerde mutlu ol mavi gözlü dev adam...
.