Sen şimdi karşımda yorgunluktan bitap düşmüş halde,
oturduğun yerde kafan arkana yaslanmış uyuyorsun.
Soluk alış verişlerini duyuyorum.
Ara ara kafandan geçenler seni rahatsız ediyor olmalı,omuzların seğiriyor.
O kadar rahatsız bir uyku ki bu,sanki birazdan uyanacak ve içinde bulunduğun yaşamdan koşa koşa çıkacak gibisin.
Kim bilir neler görüyorsun uyur uyanık uykularında.
Odanın gittikçe soğuyan havası üşütmeye başlamıştır omuzlarını,bir battaniye örtüyorum üzerine.
Sen şimdi uyuyorsun, dağılmış ve başın arkaya düşmüş.
Öylesine korunmasız,öylesine masum,öylesine sevimli.
Bense sen hayatıma girdiğinden beri,yanımda olduğunu bilerek,hissederek sıcacık uyuyorum.
Yarın günün yeniden doğacağına, vakti gelince bahçedeki erik ağacının yeniden dal dal yeşil yeşil bahara duracağına olan inancı tüketmeden...
Aydınlığım kadar karanlığımı, doğrularım kadar yanlışlarımı da göstermekten çekinmeyen bir elin varlığını sırtımda hissederek,
Sesler kadar sessizliğe de ışıkla bakarak,
Başka bir şeye bürünmeye, gitmeye, yapay gülücüklere ve rollere gerek görmeyerek,
Birine güvenerek…..
Sayende anladım bir çok şeyden daha önemliymiş gerçekten paylaşabilmek,
Riyakar duygulardan daha önemliymiş gerçek olan,
Ve varmış hayatın bir kaldırma kuvveti iki kişi birlik olunca,
İki cambaz bir ipte oynayabilir,iki inatcı keçi köprüleri beraber aşabilirmiş.
İki cambaz bir ipte oynayabilir,iki inatcı keçi köprüleri beraber aşabilirmiş.
Yaşama gülümseyebilmeyi öğreniyorum………
NOT=Yazımda'' Kanatlarım''dan alıntı vardır.