Of be hayat sözüm sanadır,
yeter artık mızıkçılık yapma.
Hep ben yumuyorum,sen saklanıyorsun.
Ben düşe kalka seni ararken,sen beni hep gafil avlıyorsun.
Seni ararken,yaşım büyüdükçe ufalıyorum sanki.
Şimdi iyice ufalsam,sana eskisi gibi,boyumun yetmediği balkon demirlerinin ardından baksam,
benimle yine umut dolu oyunlar oynarmısın?
Of be hayat sözüm sanadır.
Düşündüğüm gibi değilmişsin.
Bana hep neye niyet,neye kısmet halleri bıraktın
Şımarıkmışsın,mızıkçıymışsın,her çocuk kadar acımasızmışsın….
Alnımda yüzüme çarpan salıncağın izi,
yüreğimde senin çarpıp kaçtıklarının kapanmaz yarası,
öylece kalakalmışım boş bir çocuk parkının ortasında
ben büyüdükçe mi boşaldı çocukluk parkları,yoksa sen mızıkçılık yaptıkca mı?
Vazgeçtim ben oynamıyorum desem,
al misketlerini,ver bebeklerimi desem,kızıp küsermisin bana?
Of be hayat sözüm sanadır,
Gözlerimi pembe yalanlarla bağlamışlar,
kendimi kandırıyorum olmadık oyunlarda,el yordamı gözümü kapayanları arıyorum..
Sen bir okulmuşsun,öyle diyorlar,bırakmışsın beni sınıfta çoktan,
Ben se çocukluğumun derdine düşmüş,büyümüyorum inatla 40 küsurluk yaşıma rağmen.,
Hala sokak aralarında oyunlar peşindeyim.
Üstüme gelmesen,çalışmadığım yerlerden sormasan,
bozmasan iki kuruşluk keyfimi,olmadık zamanlarda,
dirsek temasını kesmeden yaşayıp gitsem ben de
Olmazmı?