Gözün göremediği zamanlardayım şimdi,
Sözün terk ettiği zamansız susmalarda......Zamansız.
Gözden ve sözden uzak,hayatın üzerinde bir ip cambazıyım.
Hala yürüme gayretindeyim,düşeceğim yer açık seçik…….
Ruhum bedenime,ayaklarım yorganıma sığmıyor yine.
Aslında ben notaları doğru bir şarkıyı,yanlış sözlerle mırıldanıyorum bu aralar galiba,
Bu belki hep yaptığım şeydi ama,bu sefer feci şekilde kulak tırmalıyor.
Zamanın denk geldiği ilk arada soruyorum içimdeki falcıya
‘’Ben mi yanlış yerdeyim ‘’diye…
‘’Bir kelebeğin ömrüne bağlanıp kalmış senin düşlerin ‘’diyor
Bir kelebek ölüsü koyuyor avuçlarıma;’’Artık gerçeğe aç gözlerini…….’’
Alıyor ipin üzerinden,bir tren vagonuna bindiriyor beni hayat.
‘’Artık gerçeğe dönme vakti geldi’’diyor.
Biletim önceden kesilmiş.
Benim seçmediğim bir yolculuk bu,içimin istemediği.
Başladığım istasyona geri gönderiliyorum.
Hiç yola çıkmamışım gibi,hiç yaşamamışım gibi yaşadıklarımı,
Hiç sinmemişim gibi kimsenin yüreğine…….
Ağır ağır giderken bir tren vagonunda şimdi,bir kelebeğin ölüsünü tutuyorum avuçlarımın arasında,
atmaya kıyamadığım.
‘’Acaba farkındamıydı? ‘’ diye düşünüyorum,
‘’Güzelliğinin ve bu kısacık ömre sığdırılan tüm yaşanmışlığının’’.
Ve dönüş yolunda susuyorum artık….
Öyle büyük ki şimdi sustuğum yer,
Sadece ben değil,bana ait olan her şey,sevgim,saygım,gücüm,zayıflıklarım,yarıda kalan sözlerim,hayal kırıklıklarım,tarifsiz kırgınlığım,doğrularım,yanlışlarım hepimiz sığıyoruz içine, yine de koca bir boşluk kalıyor geriye,
Sustuğum yerde kırdığım,kırıldığım devrik bütün cümleleri onarmak istiyorum şimdi.
İmla hataları ile dolu,öznesi yüklemine karışmış bütün öyküleri sil baştan yazmak,ve o koca boşluğu tekrar doldurabilmek
Hayat bir kez daha eğilip alnımdan öpebilsin diye…………
NOT=Bence gerçekten de bir müddet susma zamanı.
Yazdıklarım artık benim bile içimi karartmaya başladı bu aralar.
İçimin devrik cümlelerini biraz onarayım,tekrar görüşürüz...........