Boşa kürek çekmek gibi,
uyandığında çoktan bitmiş olduğunu bildiğin bir rüyaya kaldığın yerden
devam edebilmek için, gözlerini sımsıkı kapayıp da yeniden uyumaya çalışmak
gibi,
geç kaldığını, zamanın aktığını fark ettiğin halde, diğer otobüslere
binmeyip boş bir inat ve ısrarla durakta aynı otobüsü beklemek gibi,
seni anlamadığından emin olduğun
birine belkinin gölgesine sığınıp hala kendini anlatmaya çalışmak gibi,
olmadığı söylenen aşk’a her geçen gün eksilse de sol yanından bir parça,
yine de inanmaya devam etmek gibi,
yağmurun altında ıslandığını bile bile şemsiye almayıp,yağmurun duracağına
inanarak sırılsıklam olup yağmuru yok saymak gibi,
dört koldan gerçekler vurulurken yüzüne ve incelirken çoğu zaman hayatla
bağın, düşlerine sığınıp da o bağı birazcık da olsa kalınlaştırmaya çalışmak
gibi,
Saçmaladığını düşünenler gibi sen de bazen şaşırsan da kendine ve yaptıklarına,bir
acaba yerleşip otursa da içine, her şeye rağmen yine de yolundan vazgeçmemek
gibi,
Umut etmek gibi yani kısaca.
İçten içe, sebepsizce hatta, bile bile umudun o sıcaklığına sığınmak gibi.
Unutmak gibi sonra;
unutmak diye bir şey olmadığını bildiğin halde
unuturmuş gibi yaparak geçmişi, ezelden beri süregelen bir yalana kanarak
yaşamak gibi...
HAYAT GİBİ YANİ....