İçimde yerini sevmeyen bir çiçeğin huzursuzluğu ile otururken bu akşam,gözüm saate takıldı,
Hayat bir yelkovan telaşında elimden hızla kaçarken,
oturdum tek başıma,
oturdum tek başıma,
başladığım yere geri dönüp her şeyi başa sardım.
Tekrar inceleyip bütün yaşadıklarımı,
(hayal kırıklıklarımı,
severken kaybettiklerimi,
İhanetleri,
Mutsuzlukları,
Ölümleri,
Gözyaşlarımı,
Başkaları için yaşamalarımı,
Bütün gereksiz fedakarlıklarımı,
‘’Aptal aşıklık’’larımı,
uçurum diplerimi,
terk edilişlerimi)
tek tek ayıkladım yaşananlardan.
Toplayıp hepsini bir araya,tavan arasındaki eski sandığa kaldırıp,anahtarını da okyanuslara attım.
Yok sayılmamak için belki,
üzülmemek için daha fazla,
üzülmemek için daha fazla,
Ben her şeyi yok saydım…………
Yemeğe kıyamadığım,zor zamanlar için sakladığım
bayram şekeri tadındaki yaşam sevincimden cebime dökülen kırıntılarla,
Ağzımı tatlandırmaya karar verdim…..
Yok sayılmamak için artık daha fazla,
ben her şeyi yok saydım.......