" Aslında ben;
aynı şarkıyı üst üste 100 kere dinleme manyaklığı olan,
sabah suyu yüzüne çarparken suyun bileklerden dirseklerine akmasına uyuz olan,
buzdolabını açıp boş boş baktıktan sonra kapayan,
müzik duyduğunda gezerken klip tadında yürüyen,
doğru insanı bekleyip yalnız kalan,
paslı iskele ayaklarından toplama midye dolma yerken en lüks lokantada yemek yiyormuş gibi keyif alan,
çift bölmeli çakmaklara gaz doldururken her iki tarafta da gaz seviyesini dengeleme ihtiyacı duyan,
girdiği kapalı bir mekanda ilk önce çıkış kapısının nerede olduğunu arayan,
masaya oturduğu zaman ilk olarak bacak bacak üstüne atınca ayaklarını koyacak yer arayan,
yattığı odada mutlaka cama yakın uyuma ihtiyacı hisseden,
müzik duyduğunda gezerken klip tadında yürüyen,
doğru insanı bekleyip yalnız kalan,
paslı iskele ayaklarından toplama midye dolma yerken en lüks lokantada yemek yiyormuş gibi keyif alan,
çift bölmeli çakmaklara gaz doldururken her iki tarafta da gaz seviyesini dengeleme ihtiyacı duyan,
girdiği kapalı bir mekanda ilk önce çıkış kapısının nerede olduğunu arayan,
masaya oturduğu zaman ilk olarak bacak bacak üstüne atınca ayaklarını koyacak yer arayan,
yattığı odada mutlaka cama yakın uyuma ihtiyacı hisseden,
mevsim dondurucu kış olsa da,akvaryumdaki japon balıkları gibi hep temiz havaya,oksijene susayan
iki eli birden doluyken elektrik düğmesini alnıyla açıp kapayan,
binmesi gereken otobüsü kaçırınca gurur yapıp arkasından koşmayan,
eşşek kadar kızların 3 yaşındaki kızlar gibi konuşmalarına sinir olan ve anlam veremeyen,
yolda giderken kaldırımdaki karo taşların çizgilerine basmamaya özen gösteren,
koşarak kendi gölgesini geçebileceğine inanan o yüzden de kendisinden çok şey beklenmeyen,
gülünmemesi gereken yerde gelen gülme krizinin verdiği haz ve acıyı birçok kez yaşamış olan,
aynı anda hem kahkahalarla gülüp hem de hıçkırıklarla ağlayabilen,
bir türlü insanlara güvenmemesi gerekirken her defasında aynı hataya düşen,
kazanmışlıkları ve kaybettikleriyle güçlenen,
her yenilgiden sonra hayatı sil baştan yaşamayı seçmek isteyen,
bu koca dünyanın dönmesi için bir nedeni de ben olayım diyen bir insanım..."
Yani sizin gibiyim aslında....
iki eli birden doluyken elektrik düğmesini alnıyla açıp kapayan,
binmesi gereken otobüsü kaçırınca gurur yapıp arkasından koşmayan,
eşşek kadar kızların 3 yaşındaki kızlar gibi konuşmalarına sinir olan ve anlam veremeyen,
yolda giderken kaldırımdaki karo taşların çizgilerine basmamaya özen gösteren,
koşarak kendi gölgesini geçebileceğine inanan o yüzden de kendisinden çok şey beklenmeyen,
gülünmemesi gereken yerde gelen gülme krizinin verdiği haz ve acıyı birçok kez yaşamış olan,
aynı anda hem kahkahalarla gülüp hem de hıçkırıklarla ağlayabilen,
bir türlü insanlara güvenmemesi gerekirken her defasında aynı hataya düşen,
kazanmışlıkları ve kaybettikleriyle güçlenen,
her yenilgiden sonra hayatı sil baştan yaşamayı seçmek isteyen,
bu koca dünyanın dönmesi için bir nedeni de ben olayım diyen bir insanım..."
Yani sizin gibiyim aslında....