Daha küçücükken öğrendim kaybetmeyi,
Camın buğusundan,Babaannemin evinde,camın buğusuna parmağımla çizdiğim resimler,yazdığım yazılar zamanla bir damlaya dönüşüp süzülürken aşağıya doğru’’Kanatları olmalı insanın’’ derdim içimden.
Sıcakla,güneşle erimeyen,yağmur olup düşmeyen,buharlaşıp yok olmayan……
Dört mevsime dayanıklı ruh iklimleriyle ve çıkmakta olan kanatların sancısıyla büyürken yaşamın içinde ,öğrendim ki kanatlanmak bedel ödemekti.
Üstelik kanatların düşmene,düşünce yuvarlanmana engel olamıyordu.
Ve ne kadar yüksekten düşersen tekrar o yüksekliğe çıkabilmen o kadar zor oluyordu.
Bulunduğum yerde cam buğusu olmakmı yoksa kanatlı olmak mı daha iyi diye düşünürken,
ıssız adaya yanına almak isteyeceği üç şeyi alamadan düşmüş insanların ruh hali içindeyim……