Son buluşmamızda,yanağını okşadığımda elimde kalan son tozlarını kaçırmamak için sıktığım avucumu açtım artık,
Hiç kimseye anlatamadığım,’ve herkesin nasıl kaybolduğun sorusuyla başlayan’ve birden fazla masumun olmadığını düşündükleri,her detayını bizim bildiğimiz bu hikayeyi,
Kısa süre önce ayaklarımı yerden kesip beni taşıyan bulutlara anlattım bütün ayrıntılarıyla.Bulutlara söyledim artık senin adının,
Okunurken en heyecanlı yerinde bırakılan bir kitap,
Filmin en güzel yerinde kesilen elektrik,
Çok heyecanlı başlamış,başından geri dönülmüş bir yol, Anlatılamamış bir hikaye,
Sihiri bozulmuş bir büyü,
Çekilmemiş bir nefes,
Akamamış bir gözyaşı,
Hürlüğü mühürlü bir gülümseme,
Her an her anı hatırlanan bir anı,
Kalpteki son parmak izi olduğunu…..
Ve bundan sonra senin adının bütün yaşanamamışlıkların gizli öznesi olarak kabul edileceğini.
Bütün anlattıklarımdan sonra şimdi sessizce çimenlerin ortasına oturup ağlamalarını bekliyorum onların da olanlara,
Çimen kokusunu burnuma çekebilmek,yıkanabilmek,unutabilmek,masum kalabilmek için……..
Çok büyük bir sağanak bekliyorum onlardan sadece…..
İnsanın içi yanınca,yanık kokusu burnuna gelir mi?
Gelirmiş…………