3 Nisan 2010 Cumartesi

BİR YÜREĞİN FİRAR TELAŞI

Bu günlerde bir firar telaşesi içinde yüreğim.
Benim vücudumdan kaçmak istiyor,yoruldu artık benimle yaşamaktan debelenip duruyor.
Üzerindeki  parmak izlerini silmeye yetmiyor gücü.O sildikce,kapıyı açık gören içeri girip bir iz daha bırakıyor üzerinde.
Bağırıyor bana,haykırıp küfrediyor onu bu hale getirdiğim için ama nafile.Hiç bir şeyin değişmeyeceğini de biliyor bu vücutta.
Halbuki,daha minicik bir hücreyken böyle bir hayat düşleyerek atmaya başlamamıştı o.
Herşey açık olsun,hayat içinden aksın ama ona zarar vermesin ütopyasında sırtlanmıştı var olma görevini,heyecanla.İyilikler biriktirmek istedi içinde hep,kocaman oldu biriktirirken,son atışına kadar yanında atacak bir benzerini aradı sürekli.Ayrım yapmadan her ona dokunana açtı kapılarını,onları uğurlarken,zarar verenlerin ardından bir yara bantı daha yapıştırıp açılan yaralara atmaya devam etti inatla.
Kendi yorgunluğunu hiçe sayıp,kaç kez bir başkasınınkini de taşımaya kalktı.
Sonunda kabullenip başarısızlığını,vazgeçti nafile savaşmaktan.Asli görevinin sahibinin vücuduna kan pompalamaktan ibaret olduğunun bilincine varıp,hayallerini koruyabilmek adına onu taşıyabilecek başka bir yürek aramaya gidiyor,benimle atmak istemiyor artık.
Baharın yüzünü göstermeye başladığı bu günlerde daha bir farklı atıyor,bohçasını hazırlamış,açık bir nokta arıyor.
Fakat bilincinde değil ki giderken duyguları da yanında götüreceği için başarılı olma şansı hiç yok.

İzleyiciler

Blog Arşivi