(Dün yine gördüm,yine erken açmışlar.
Bu yazıyı geçen sene yazmıştım,aklıma geldi,tekrar yayınladım.
Gazetede okudum dünyanın en güçlü çiçekleriymiş,ekmesi de en zor olanıymış,ama ahtım var götüreceğim onları babama ama yine de aramızdaki husumet bitmeyecek.
Geçen sene okuyanlar,tekrar okumak isterseniz,buyrun)Bugün gördüm.......
Bu sene erguvanlar erken açmış.
Normalde mayıs ortalarına doğru açmaya başlarlar.
Doğanın sesini dinlemeye,dilini okumaya meraklı birisi olsam da ,bu sene erken açmakla neyin haberini veriyorlar anlayamadım.
Üstelik artık beni hiç ilgilendirmiyor .....
Yeryüzünde bir ağaçla kavga edebilen ve ona içten içe kin besleyen tek insan benim herhalde.
Onların bundan haberi olmasa da ve her bahar tekrar açsalar da,sevmem erguvan ağaçlarını........
Eskiden çok severdim.
Baharın elmacıklarımızı öptüğü ilk günlerde,yazlık evimize giden o çok sevdiğimiz çamlık yoldan aşağı inerken bir mutluluk müjdesi gibi seyrederdim bütün erguvan ağaçlarını.
Son iki yıldır,tavşanın dağa olan küskünlüğünden habersiz,böyle umarsızca her bahar açmaya devam etmeleri sinirimi bozuyor.
Zamanında açsalar,o yoldan geçerken başımı önüme eğip bakmayacağım etrafa,gardımı alacağım ama bir de böyle zamansız açıp beni gafil avlamaları belden aşağı vurmaktan başka bir şey değil,bu da onlara duyduğum kızgınlığın doğruluğunu kanıtlıyor.
Sevmem erguvan ağaçlarını.......
Çünkü,erguvan ağaçları babamın ağaçlarıdır.
Hep beraber o yoldan arabayla aşağı inerken ,erguvanları tek tek bana gösterir,ben baharla birlikte ona gelen yaşama sevincini seyrederken,çocuklar gibi mutlu olurdu erguvanlarla birlikte.
Şimdi,babam her erguvan ağacını bana gösteremiyorken,erguvanların hala her bahar açabiliyor olmaları,onların kadim bilmezliklerini gösteriyor bana sadece.
Babamı her bahar erguvanlara götüremediğime göre artık,erguvanları babama götürmem lazım.
Erguvan ağacının toprağa nasıl ekilebildiğini bilen birileri varsa lütfen bana yardım etsin.
Bunu başarabilirsem,biraz huzur bulacağım ama yine de sevmeyeceğim erguvanları.