Kaygan zemin üzerine oturtulmuş bir dünyada yaşıyoruz hepimiz.
Her an düşmek olası.
Her an düşmek olası.
Bir yerden düşerken boşluğa el uzatmak bir reflekstir.
O havalanıp ta tam da zemin ile buluşacağın son saniyede ve bu buluşmada sana ne olacağını bilmezken,son bir hamle ile el boşluğa uzanır.
O havalanıp ta tam da zemin ile buluşacağın son saniyede ve bu buluşmada sana ne olacağını bilmezken,son bir hamle ile el boşluğa uzanır.
Bir son an mucizesi gerçekleşsin,ya tutunacak bir dal bulunabilsin ya da bir el uzansın,kavrasın seni bileğinden,yukarı çekip kurtarsın düşmekten.
Herkesin herkese muhtaç olduğu ama herkesin kendinden vazgeçmişken,kendine saklandığı bir pazar yeri dünya.
Yaşamak değil de yaşıyormuş gibi yapmak hepimizin ki.
Koyu bir bencillik içinde boğuluyoruz.
Etraf boşluğa uzanmış ellerle dolu ama kimse kimsenin elini tutmuyor çünkü kendi elini tutacak ellere çevirmiş yüzünü.
Etraf boşluğa uzanmış ellerle dolu ama kimse kimsenin elini tutmuyor çünkü kendi elini tutacak ellere çevirmiş yüzünü.
Tenhalaştık hepimiz.
Haydi o zaman nefesimizi tutup dibe oturmaca oynayalım hep beraber .Ama tam dibe oturabilmek için bile el ele tutuşmaya ihtiyacımız var...........